İzmir’in Urla ilçesinde bulunan ve bölge halkının “Kleopatra Hamamı” olarak tabir ettiği taş kaplıca, İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü (İYTE) tarafından aslına uygun olarak restore edildi. Adeta denizle birleşen ve doğal güzelliğiyle dikkat çeken Kleopatra Hamamı’nın bölgedeki turizm hareketliliğine katkı sağlaması bekleniyor.
Urla’da denizle birleşen kaplıca: “Kleopatra Hamamı”
Urla ilçesinde bulunan ve İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü’nün (İYTE) Gülbahçe Mahallesi’ndeki yerleşke sınırlarında yer alan Roma Dönemine ait olduğu düşünülen taş kaplıca, bölge halkının tabirleriyle “Kleopatra Hamamı” veya “Roma Hamamı” olarak biliniyor. Uzun yıllar boyunca bakımsız kalan tarihi kaplıca, İYTE tarafından aslına uygun olarak restore edildi. Tatar Deresi ile Ege Denizi’nin birleştiği noktada yer alan taş kaplıca, zaman zaman deniz sularının yükselmesiyle beraber adeta denizle birleşiyor. Kleopatra Hamamı’nın bölgedeki turizm hareketliliğine katkı sağlaması bekleniyor.
Aslına uygun olarak restore edildi
İYTE Rektörü Prof. Dr. Yusuf Baran, 2018 yılında göreve geldiği andan itibaren Kleopatra Hamamı’nı yenilemeyi hedeflediklerini ifade etti.
700 yıllık geçmişi olduğu düşünülen hamamın o zamanlar yıkılmaya yüz tuttuğunu söyleyen Rektör Baran, “Biz, Türkiye’nin önemli bir eseri olarak gördüğümüz bu yapıyı, restore etmek üzere proje çalışmalarına başladık. Restorasyon projesini İnşaat Mühendisliği Bölümü’müzden Öğretim Üyesi Doç. Dr. Engin Aktaş ve Mimari Restorasyon Bölümü’müzden Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mine Turan hocalarımız, bu hamamın restorasyon projesini gerçekleştirdi. 2020 yılının sonlarında İzmir Valiliğinin finansal katkılarıyla başlayan restorasyon projemiz, çok yakın bir zaman önce aslına uygun ve Türkiye’ye bir model restorasyon projesi olarak tamamlandı” dedi.
“Bölgeye insan çekimi açısından önemli katkı sunacak”
Kleopatra Hamamı ile ileriye dönük planlarının olduğunu aktaran Rektör Baran, “Türkiye’nin önemli destinasyon noktalarından biri olma potansiyeline sahip olan bu hamamın, restorasyonu sonrası etrafının da aslına uygun, bölgeye en az modifikasyonlarla buralarda bir takım açık hamamların ve sosyal, kültürel faaliyetlerin yapılabileceği etkinlik alanına dönüştürmek istiyoruz. Bu da beraberinde bölgeye insan çekimi açısından önemli katkı sunacak. Böylelikle geçmişten miras olarak aldığımız ve maalesef yıkılmaya yüz tutmuş bir tarihi yapının aslına uygun bir şekilde restore edilerek korunması ve bizden sonraki kuşaklara da en iyi şekilde aktarılmasının önünü açmış oluyoruz” diye konuştu.
Restorasyon vatandaşları da memnun etti
Kleopatra Hamamı’nın aslında uygun olarak restore edilmesi bölgede yaşayan vatandaşları da memnun etti. Urla’da yaşayan Kemal Ay (61), “Doğma büyüme Urla’lıyım, her zaman buraya gelirim. Bu suyun deri hastalıklarına, romatizmaya ve kireçlemeye birebir olduğu söyleniyor. Küçüklüğümüzden beri buradaki suya girer, çıkarız” dedi.
Bir diğer vatandaş Abdi Nalcıer (63) ise “Kleopatra Hamamının çok büyük bir değer olduğunu belirterek, “Burası güzel bir şekilde restore edilmiş, emeği geçenlere çok teşekkür ederiz. Biz çok eskiden beri buraya gelirdik. Zaman zaman buraya gelerek bu sudan faydalanıyoruz. Dışarıda soğuk bir hava var ama buraya girdiğim zaman hem içerisi sıcak hem de suyun sıcaklığı çok güzel. Denizle birleşmesine rağmen su hala sıcak ve üşüme durum hiç yok” diye konuştu.(İHA)